Galatasaray, maça güçlü ve potansiyelli bir başlangıç yapmasını beklerken, Young Boys’un tahrip gücü yüksek futboluna tanıklık etti. İlk karşılaşmada olduğu gibi Rams Park’ta da fizikli ve güçlü oyunculardan oluşan Young Boys, net pozisyonları yakalayan taraf oldu. İlk yarıda Muslera, kalesinde devleşerek maçı tuttu. Ancak yenilen golden sonra takımının kötü oyununa daha fazla dayanamayarak, direkt kırmızı kart gördü Muslera. Orta alandaki üstünlüğü rakibe kaptırdık. Torreira, yalnız kaldı ve Young Boys, kanatları oldukça etkili bir şekilde kullandı. Özellikle Colley ile Barış’ın koruduğu kanadı adeta otobana çevirdiler. İyi savunma yaparak, taraftar baskısından etkilenmeden sadece oyuna odaklandılar. Batshuayi ve Icardi’ye nefes aldırmadılar, ayağa pas yaparak topu hızlı bir şekilde çevirdiler.
Kulüplerimiz transferlere milyonlarca euro harcıyor. Ancak çoğu kez herkesin bildiği, tanıdığı oyuncuları transfer ediyorlar ve ederi 5 olan oyunculara 10 vererek bunu gerçekleştiriyorlar. Bu durum, marifet değil. Asıl başarı, Hadjam ve Colley gibi oyuncuları keşfedip alabilmekte. Hadjam, adeta Maradona gibi bir sol bek. Piyasa değeri sadece 2 milyon euro. Colley’e ise ne demeli? Asıl mevkisi sağ kanat olmasına rağmen, dün sol kanatta görev aldı ve hızlı tren gibi gidip geldi, Galatasaray’ı dağıttı. Santrafor bile oynayabiliyor ve market değeri 2.3 milyon euro. Bir kulübün başkanı olsam ve imkanım olsa, hemen bu iki oyuncuyu transfer ederdim.
Jelert’i daha ilk maçında beğenmemiştim. İsviçre’deki maçta adeta bir koridor oluşturmuştu. Okan hoca da bu durumun farkında olacak ki, dün ilk yarıda Jelert’e görev vermedi. Peki, Galatasaray, Jelert’e ne kadar bonservis ücreti verdi? Tam 9 milyon euro. Köhn ve Jelert, Galatasaray gibi şampiyon bir takımın bekleri olamaz. Durum ortada. İlk yarıda Galatasaray taraftarı, sahadaki futbolculardan daha fazla mücadele etti, maçı kazanmak için.
Okan Buruk, ikinci yarıya Berkan Kutlu ve Jelert hamleleriyle başladı. Köhn ve Ziyech’i kenara aldı. Berkan, sol beke geçti. Jelert yine koridor oldu. İkinci yarıya da iyi başlayan taraf Young Boys’tu. Yine net pozisyonlar yakaladılar, rakip tonlarca gol pozisyonuna girdi, iki şutları direkten döndü. Bir de gol atıp, turu alıp gittiler. 63’te Sara (Galatasaray tarihinin en pahalı transferi) yerini Kerem Demirbay’a bıraktı. Sara, bu maçı kurtarmayacaksa hangi maçı kurtaracak? Sadece uzun pas atsın diye bir oyuncuya 18 milyon euro verilir mi? Görülmüş şey değil! Dün hücuma herhangi bir katkısı yoktu Sara’nın. Yazık Galatasaray’ın paralarına…
Dünya maçında bir görüntü vardı. Jelert, rakip oyuncu giderken bakıyordu. Kademeye mecburen giren İcardi de sarı kart gördü. İcardi bu duruma isyan etti! Ah Jelert! Tam 3 ay transfer çalışması yapıp aldığınız iki oyuncudan biri maça yedek başladı, diğeri maçı tamamlayamadı. Hem de birine 18, diğerine 9 verdiniz. Tam bir fiyasko! Sadece koşan fizikli bir takıma, yıldızlar topluluğu Galatasaray iki maçta da yenildi ve Şampiyonlar Ligi’ne veda etti. Galatasaray taraftarına yazık değil mi? Bu sonuç, ekonomik anlamda da tam bir yıkım oldu. Büyük gelirden oldu Galatasaray!
Galatasaray, ikinci yarıda yaptığı değişikliklerle gol ararken, yediği kontra atak golüyle mağlup oldu ve Şampiyonlar Ligi hayali sona erdi. Elit kategori hakemi Norveçli Espen Eskas, maçın daha 10. saniyesinde Zoukrou’nun İcardi’ye ceza alanı dışında başlayıp ceza alanı içinde devam eden faulünü çözemedi. Ceza alanı dışında Zoukrou, adım frekansını ayarlayamayınca sağ bacağı ile İcardi’nin sol bacağına bir dokunuşu oldu ve İcardi’nin bacakları birbirine çarptı. Eskas, ver faulü, vermedin! Devamı, üstten sağ kolu ile dışarıda başlayan arkadan itme ceza alanı içine kadar devam etti, ver penaltıyı, onu da yapmadı! Çünkü beklemiyordu, çözemedi pozisyonu “devam” dedi. Galatasaray’ın penaltısı gitti. Pozisyonda henüz top kontrolü olmadığı için bariz gol şansı yok, kırmızı olmaz. Pozisyona VAR karışamaz. Eskas’ın aklı bu pozisyonda kalınca saçma sapan fauller çaldı.
Pozisyonu gören Muslera çıldırdı. 26’da Galatasaray lehine açık korneri aut verince Batshuayi gülmeye başladı. 31’de Young Boys’un attığı golde Colley açık ofsayttı. VAR, 1.15’de ancak tespit edebildi, oysa çok açık bir pozisyondu! 38’de Camara açık ofsayttı, yardımcı kaldırdı, topa sahip olan Muslera oyuna sokunca hakem oyunun hızını kesmedi. 56’da Kaan Ayhan’ın attığı golde Kaan açık ofsayttı, iptal kararı doğruydu. 80’de oyundan çıkan Young Boys’lu Ugrunic ve Colley, karşı tribünün oradan oyun oynanırken izinsiz saha içine girdi. Her iki oyuncuya hakemin net sarı kart vermesi gerekiyordu.
Galatasaray’lı oyuncular, iki oyuncuyu saha dışına çıkarmaya çalıştı ve ortalık karıştı. UEFA’nın elit hakemi çaresiz kaldı, rengi kaçtı. 87’de Young Boys, Virginius ile golü attığında, biraz evvel yaşanan kargaşada öfke kontrolünü kaybeden Muslera rakibine tekme atınca hakem haklı olarak Muslera’yı ihraç etti. Hakem Eskas, zorluk derecesi yüksek maçlar için kriz ve çatışma anlarını çözebilmek için yeterli değildi.
Okan hocanın kafası oldukça dalgın görünüyordu. İki senedir Galatasaray’ı şampiyon yapan Okan hocanın ilk kez bir maça birbirini tamamlamayan oyunculardan kurulu bir ilk 11 çıkardığını gördüm. Ziyech sahada yok; koşmuyor, adam kovalamıyor. Barış’ın bölgesi, Ziyech’in bu laubaliliği yüzünden koridor haline geldi. Sara, temaslı oyuna girmiyor, sadece top ayağındayken oynamaya çalışıyor. Sürpriz bir şekilde ilk 11’de başlayan Köhn, tüm ikili mücadeleleri kaybettiği gibi orta bile yapamadı. Tribünler Ziyech’in çıkması, Mertens’in girmesi ve Sara’nın yerine Kerem Demirbay’ın dahil olması gerektiği yorumlarını yapmaya başladı.
Okan hoca, sanki kuralmış gibi Ziyech’i ve Sara’yı tam 45 dakika oyunda tuttu. Son andaki Köhn tercihi etkisiz kaldı. Young Boys ekibi, orta alanda gerekli dalga kıranını bulamayınca Galatasaray takımı üzerine kolay, çabuk ve etkili geldi. Okan hoca, ikinci yarıda Ziyech ve Köhn’ü kenara aldı ve 9 milyon Euro’luk Jelert’i sağ beke, Berkan’ı da sol beke çekti. Bu değişim bile Galatasaray’a bir hareketlilik getirdi. Özellikle Kerem-Berkan ikilisi uyumlu bir şekilde oynamaya başladı.
Ancak asıl sorun orta sahadaydı; Sara’yı oyundan çok geç aldı. Kalan bölümde ise bir türlü Young Boys savunmasını aşamayan Galatasaray, son anlarda yediği golle maçı kaybetti. Hem ekonomik hem de sezonun geri kalanı için final sayılabilecek bir karşılaşmayı kaybeden Galatasaray, Devler Ligi’ne geçemedi ve Avrupa Ligi’ne kaldı.
Galatasaray için bu sezonun en önemli ve telafisi olmayan maçlarından biriydi. Hedef, Young Boys’u rövanş maçında geçerek UEFA tarafından Şampiyonlar Ligi’nin bu sezonki yeni formatında yer almak ve bunun getireceği maddi kazanç ile kulübün prestiji açısından da oralarda yarışmaktı. Sarı kırmızılıların saha dizilişi 4-4-2 idi; Okan hoca, ilk maçın bir bölümünde oynadığı formasyonu bu sefer oyun başlangıcı olarak seçmişti. Tek hedef, 2 farklı skorla turu geçmekti.
İlk yarıda bu kadar hücum oyuncusu ile pozisyona giremeyen Galatasaray, rakibine net gol pozisyonları verdiği gibi kalesinde 5 isabetli 11 şut gördü. Saha içi çok geniş alanda oynandığında ilk yarıdaki gibi çok geçiş hücumu yedi sarı kırmızılılar; diziliş bu oyuncularla 4-4-2 değil, 4-2-2-2 olurdu bu oyuncu özellikleri ile. Yani hücumda Kerem ve Ziyech içeride oynar ve böylece kenar beklerine de alan yaratılmış olurdu. Böylelikle daha hücumda kompakt hareket ederek, top kaybında sistem üzeri karşı pres daha fazla oyuncu ile daha doğru yapılır ve bu kadar rakibe gol pozisyonu verilmezdi. Sahaya çıkan 11’de orta saha ve santrafor ikilisi birbirini tamamlamıyordu.
Okan hoca, oyunun bir bölümünde alması gereken riski oyunun başında alarak büyük bir hata yaptı. Bunu da turu kaybederek ödedi sarı kırmızılılar. Sara, 18 milyon euro verilmiş derin oyun kurucu değil; Jelert ise 9 milyon euro verilmiş bir yedek. Bununla beraber üç ayda bir sol bek alınamadı. Bunlar tam bir transfer hatası. Bizim futbol iklimimiz maalesef bazı olayları çok abartıyor; bu yaklaşım, insanların gerçeği görmesini engelliyor.
Çünkü Galatasaray’ın yakaladığı serilerde hep güçlü oyun oynadığı söylendi. Bu tabi ki doğru değil; öyle olsa oyuncu kalitesinin önemi bu kadar öne çıkmaz, öne çıkan ezberlenmiş oyun olur. Okan Buruk, bunu üçüncü sezonunda 9 tane geçtiğimiz sezonlarda oynayan oyuncularla bir futbol fikrine monte edemiyorsa, oyuncu bağımlı değil, oyuna bağımlı en önemlisi sürdürülebilir saha içinde savunmada ve hücumda ne yaptığını bilen akıllı bir takım oluşturamıyorsa, oturup düşünülmesi gereken futbol adına çok şey var demek. Eğer bu arenada yer almak ve başarılı olmak istiyorsan, bu gerçeği unutmamak lazım.
Galatasaray, Şampiyonlar Ligi’ne Veda Etti