Rigas Skola, Letonya liginin son şampiyonu olarak dikkat çekiyor. İklim koşulları nedeniyle bu lig, Kasım ayının ortasında sona eriyor ve bu da takımların en formda olduğu bir dönemde karşılaşmaları anlamına geliyor. Statları, UEFA standartlarına uymadığı için maç Daugava Stadyumu’nda gerçekleştirildi. Galatasaray’ın kadrosu ile Rigas takımı arasındaki kalite ve güç farkı neredeyse güneşle mum aydınlığı kadar belirgin. Ancak, Galatasaray gibi teknik kapasitesi yüksek takımların, Rigas Skola’ya karşı iyi bir futbol sergilemesi de oldukça zorlayıcı bir durum. Zira sahada sadece mücadele eden ve oyunu bozan bir takım var Rigas!
Buna rağmen, Galatasaray maça oldukça iyi başladı ve ilk yarıda harika iki gol buldu. PAOK maçında etkileyici bir performans sergileyen ve gol atan Yunus Akgün, dün de sahanın en iyilerinden biriydi. Mertens’in golünün mimarı olan Yunus, Davinson Sanchez’den gelen Hagivari pasa mükemmel bir hareketlilikle yanıt vererek jeneriklik bir gol attı.
Maç boyunca kalabalık Rigas Skola savunması arasında pek varlık gösteremeyen İcardi, yine de Mertens’in golünün asistini yaptı. Galatasaray gibi takımlar, özellikle Avrupa arenasında (ilk golde olduğu gibi) bu kadar basit bir şekilde gol yememelidir. Sonuçta, rakibin ileriye gönderdiği sahipsiz bir topa önce Davinson Sanchez, ardından Abdülkerim Bardakçı müdahale edemedi.
İkinci yarıya çok iyi başlayan Rigas Skola, skoru 2-2’ye getirmeyi başardı. Dikkat çeken bir durum ise Muslera’nın olmadığı maçlarda Galatasaray savunmasının sık sık hata yapması. Rakibin orta yapmasına engel olamayan Barış Alper ve adamını kaçıran Abdülkerim’in ortaklaşa hatası ile ikinci gol geldi. Skor 2-2’ye geldikten sonra Okan Hoca, 64. dakikada Batshuayi hamlesi ile çift forvete döndü; ancak bu değişiklik Galatasaray’ın oyununa hareket ve hücum zenginliği katmadı.
Mertens’in güzel bir frikik atışı vardı, ancak kaleci Ondoa bu şutu kurtardı. Galatasaray’dan güzel bir oyun ve farklı bir galibiyet beklerken, maç boyunca pozisyona girmekte zorlanan bir Galatasaray izledik. Gabriel Sara’yı övenler, Skola maçında onu dikkatlice incelemeli! Sara kötü bir futbolcu değil, ancak bir yıldız da değil. Galatasaray tarihinin en pahalı transferi olan Sara, Rigas Skola karşısında adeta tel tel döküldü! Oysa en pahalı transfer, takımın maç kazanmasını sağlayacak oyuncu demektir! Bu noktada itirazım var: Galatasaray’a acil Talisca lazım!
Lig maçında rotasyon yapan Okan Hoca, akşam maçında risk almadı. Ancak önde sürekli fazla dokunuş yapan oyuncu grubu savunmaya dönüşlerde sıkıntılar yarattı. Nitekim yenilen ilk golde Abdülkerim arkadan nal topladı, ikinci golde de pasif kaldı ve rakibine müdahale edemedi. Haddini bilerek son derece sabırlı ve temkinli oynayan Rigas Skola, bu futbol aklı ile iki gol buldu.
Galatasaray’ın attığı ilk golde Mertens’in araya koşusu ve kaliteli dokunuşu, ikinci golde Sanchez’in gün geçtikçe artan formuyla Yunus Akgün’e yaptığı asistle geldi. Torreira akşam etkili olamayınca oyundan alındı. Rakibin daha konsantre olması, Galatasaray’ın temposuz oyunu, basit top kayıpları ve rakibini hafife almanın bedelini beraberlikle ödedi.
UEFA’da maç sayısı arttıkça, elindeki tüm FIFA hakemleri kıymet kazandı. 2016’dan bu yana FIFA listesinde bulunan 36 yaşındaki Slovak hakem Filip Glova da bunlardan biri. Onun için bu maç, prestij açısından oldukça önemliydi. Ancak sahadaki yer alış ve pozisyon takibi açısından sıkıntılıydı. Pozisyonlara uzak kalıyor ve yürüyerek maç yönetiyordu. Maçta zaten tempo yoktu, bir de basit temaslara fauller çalınca tempo iyice düştü.
Maçın hemen başında Torreira’nın şutunda hakem topun önünden zor kaçtı, az daha şut sırtında patlayacaktı. Kerem Demirbay şut atacakken hakem yine topun önünde baraj yaparak engel oldu. UEFA, bu tür hakemlere maç vererek Avrupa Ligi’nin kalitesini düşürüyor. Aldatmadan dolayı Yunus’a gösterdiği kart gereksizdi. Kontrolsüz fauller nedeniyle Panic, Ikaunieks ve Kerem Demirbay’a çıkan sarı kartlar ise doğruydu. Son dakikalarda faul bekleyen Rigas Teknik Direktörü tepki verince sarı kart gördü. Hakemin maçın sonucuna etki edecek hatası yoktu; koşmadan, terlemeden ve yorulmadan maçı tamamladı.
Galatasaray’da “Farklı öne geçip sonra rakibe yakalanma” hastalığı devam ediyor. Riga takımı, otobüsü savunmanın önüne çekmiş, topu Galatasaray’a vererek kontratak pusu kurmuştu. Galatasaray, Yunus’un hazırladığı pozisyonda İcardi’nin kafa vuruşuyla Mertens’in gol atmasıyla öne geçti.
Oyun ve top Galatasaray’ın kontrolündeydi. Sanchez’in 70 metrelik pasına koşan Yunus, mükemmel bir gol attı. Rakibin gücüne bakınca “Galatasaray farka gidecek” düşüncesine kapıldım, ancak yanıldım. Riga, kolay bir gol buldu; pozisyonda Sanchez adamını kaçırdı, Abdülkerim geride kaldı ve Günay, atılan şutta topu rakibin önüne kesti ve golü yedi. Günay, aynı golü PAOK maçında da yemiş ve kurtardığı topu rakibin önüne bırakmıştı.
Okan Buruk, maalesef oyunu okuma ve hangi oyuncunun oyundan çıkması gerektiği konusunda hatalar yapıyor. Ya yardımcıları yardım etmiyor, ya da Okan Hoca, yardımcılarının uyarılarını dinlemiyor. Maçın başından itibaren Kaan Ayhan sağ bekte tank gibi oynuyordu ve Riga, hep sağdan yükleniyordu. İkinci yarıda Riga sağdan iki kez geldi; ikisini de Abdülkerim önledi. Üçüncü atakta ise gol geldi. Skor 2-2 olduktan sonra Okan Buruk, Kaan’ı oyundan aldı; bu değişikliği çok önceden yapması gerekiyordu.
Barış Alper formsuzdu. Çok şey yapmak istedi ama inanılmaz toplar kaybetti, çünkü Barış eski gücünde değildi. Galatasaray yine elindeki avantajı kaybetti. Bakalım, Galatasaray’a iki gol atan Riga takımı, kalan 6 maçta başka bir takıma iki gol atabilecek mi? Okan Hocam şimdi “Sorumluluk benim” gibi açıklamalar yapma; çünkü sen de zihinsel olarak formda değilsin. Abdülkerim çıktığında Nelson varken Berkan stoper olamaz. Torreira çıkarak çok övdüğün ama bal yapmayan Yusuf girmez. Artık saplantılarından kurtul! Duygularınla değil, aklınla hareket et.
Galatasaray, Rigas FS ile 2-2 Berabere Kaldı: Yunus Akgün’ün Değerlendirmeleri