Galatasaray, Rigas maçının kadrosunu Okan Buruk’un “Size güveniyorum, Alanya maçında çıkın, oynayın, kazanın ve taraftarınıza kendinizi affettirin” anlayışıyla belirledi. Tek değişiklik, kaleci Muslera’nın geri dönüşüydü. İlk 60 dakika boyunca Galatasaray, çok iyi bir oyun sergilememesine rağmen, istekli ve coşkulu bir performans sergiledi. Oyunun kontrolü tamamen Galatasaray’daydı. Alanyaspor kalecisi Ertuğrul, birkaç ciddi pozisyonu kurtararak takımını ayakta tutmaya çalıştı. Yunus’un kabına sığamayan enerjisi ve istekli hali, Galatasaray’ın hücumda etkili olmasını sağladı. Sara’nın harika pasında, Yunus’un top kontrolü ve yaptığı aşırtma ile attığı gol gerçekten takdire şayandı. Eğer Barış, Mertens ve Sara, final paslarındaki topun şiddetini daha iyi ayarlayabilselerdi, Galatasaray daha fazla gol atabilirdi. Özellikle Barış Alper’de ciddi bir düşüş gözlemleniyor. Barış’ın ayakları ve beyni maalesef aynı frekansta buluşamıyor.
Özellikle girdiği pozisyonlarda “ille golü ben atayım” saplantısı, pas vermesini engelliyor ve bu da Icardi ile Mertens’in gol atmalarını zorluyor. Barış’ın dinlenmeye ihtiyacı var. Türkiye’deki maçları izleyen Montella’nın Barış’ı milli takıma çağırması bence bir hata. Galatasaraylı oyuncularda 60. dakikadan sonra belirgin bir yorgunluk gözlemledim. Bu durum, Galatasaraylı futbolcularda gol yeme korkusu ile panik ve telaş yaratırken, Alanyaspor daha cesur ataklar yapmaya başladı. Tabloda bakıldığında Galatasaray, çok önemli bir üç puan almayı başardı. Milli maç arasının, hem Okan Buruk hem de Galatasaraylı oyuncular için toparlanma ve yeniden ritim yakalama adına büyük bir fırsat olacağını düşünüyorum.
Galatasaray, golü bulana kadar Alanya kalesini adeta ablukaya almıştı. Yunus, hafta içinde Rigas’ta attığı golün benzerini burada da kaydetti. Orada asisti Davinson’dan, burada ise Sara’dan aldı. Alanyaspor’un ilk etkili atağı 35. dakikada geldi. O ana kadar istatistiklerinin karşısı hep sıfırdı. Oyunda Galatasaray’ın üstünlüğü devam etti fakat bir türlü maçın fişini çekemedi. 65. dakikadan sonra tempo düştü. Barış ve Yunus’ta artan top kayıpları yaşandı. Seyirciler, yeni bir travma yaşar mıyız endişesi içindeydi. Hakem Mehmet Türkmen, 6. dakikada Balkovic’e gösterdiği sarı kartta tamamen haklıydı. Tam hakemlik karakterini ortaya koydu diyecektim ki, 10. dakikada Mertens topsuz alanda Augusto’nun suratına öyle bir dirsek attı ki, bu şiddetli hareketten kırmızı kart nasıl verilmez diye sormak lazım, ama hakem faul bile vermedi!
Hakemliğin bittiği nokta burasıydı. Bu dakikadan sonra hakem olarak koşsan, sahada basmadık yer bırakmasan, fauller çalsan, sarı kartlar çıkarırsan, sana kim inanır, kim saygı duyar? Mertens’e kırmızıyı gösterememişsin, VAR’da Yaşar Kemal Uğurlu uyumuş, oralı bile olmamış! Daha neyi konuşacağız? 72. dakikada Balkovec’i kaçıran Abdülkerim’in hareketi bariz bir gol şansıydı. Bunu sahada hakem verecek ama VAR’a yaslanıyor. Eğer Balkovec kendini attı diyorsan, bas sarıyı, zaten sarısı var, ikinci sarıdan at. Çekmelerin ve tutmaların şiddetine sahada hakem karar veriyor ama tabii sahada bir hakem varsa… Uzatmalarda faulü vermiyorsun, sonra Muslera’ya sarı gösteriyorsun. Oyunu bozan hakem sensin… Hakemliği yönetenler, jet hızıyla talimatları kişiye özel değiştirip FIFA hakemi yapıyorsunuz ya, farkında mısınız bilmiyorum ama jet hızıyla ülke hakemliğini bitiriyorsunuz. Deneyim kazanmadan ve büyük hatalarına rağmen bu genç hakemi böyle yüksek kalite maçlara vererek, ülke futboluna ve kendisine büyük zarar veriyorsunuz.
Galatasaray için bir kez daha zorlu bir maç oldu. Özellikle son bölüm adeta bir korku filmi gibiydi. 22 günde 7. maçına çıkan ve son iki maçında skoru koruyamayan Galatasaray, Alanyaspor karşısında maça müthiş bir ön alan baskısı ile başladı. Ön alan baskısıyla rakibi alt edemeyen sarı-kırmızılılar, Alanyaspor kalesine adeta şut yağmuruna tuttular. Bu etkili şutlarda Ertuğrul Taşkıran, kalesinde devleşti ve ilk yarıda 5 net kurtarış yaparak takımını ayakta tutmaya çalıştı.
Son haftalarda attığı gollerle yıldızlaşan ve Galatasaray’a hayat veren Yunus Akgün, dün de jeneriklik bir gol attı ve 3 puanı getirdi. Maç boyunca çok çalışarak, rakip savunmaya zor anlar yaşattı. Galatasaray’da bu sezon Yunus Akgün’ü sıkça konuşacağız gibi görünüyor. Alanyaspor, maçın ilk yarısında ne hücum yapabildi ne de savunma! Oysa karşısında yorgun ve moralsiz bir Galatasaray vardı. Galatasaray adına maçın en iyilerinden biri de İsmail Jakobs’tu. Müthiş bir sol bek performansı sergileyerek, rakip oyunculara adeta nefes aldırmadı. Gabriel Sara, orta alanı Torreira ile ayakta tutarak çok çalıştı. Mertens ise yorgun savaşçı gibiydi. Maçın son bölümünde oyundan çıkan Icardi, sahada kaldığı süre içinde yoğun bir şekilde mücadele etti ancak herkes Icardi’den gol beklediği için Arjantinli yıldızı eleştiriyor. Bence Icardi, takım adına önemli işler yapıyor.
Skorun 1-0 devam etmesi, RAMS Park’taki taraftarları ve kenardaki Okan Buruk’u tedirgin etti. “Son iki maçtaki kötü senaryo, acaba tekrarlanır mı?” soruları Galatasaraylıların aklından geçiyordu. Bu nedenle Okan hoca, oyunun son anlarında skoru korumak için dinç oyuncuları maça dahil etti. Ancak Alanyaspor, ikinci yarıda Galatasaray’ın üzerine oldukça fazla geldi. Özellikle son anlarda beraberlik golüne çok yaklaşan bir Alanyaspor vardı.
Bu dakikalarda Davinson Sanchez, yaptığı kritik müdahalelerle galibiyetin mimarlarından biri oldu. Mertens’in yerine oyuna giren Roland Sallai, hızı ve hücuma katkısıyla dikkat çekti. Ertuğrul Taşkıran, maçı 7 net kurtarış yaparak tamamladı. Bu galibiyet Galatasaray’a ilaç gibi geldi; kara bulutlar dağıldı, stres sona erdi. Oyun belki çok iyi değildi ama lider Galatasaray, milli maç arasına moralli girmiş oldu.
Galatasaray, Alanyaspor’u 1-0 Mağlup Etti