Fenerbahçe, Avrupa macerasının ilk maçı ve Galatasaray mağlubiyetinin ardından moral bulmak için önemli bir galibiyete ihtiyaç duyuyordu. Ancak, bu galibiyeti almak hiç de kolay olmadı. Zor bir mücadele sonunda 3 puanı hanesine yazdırmayı başardılar, fakat bu zafer asla tatmin edici bir oyunla gelmedi.
Maçın ilk 15 dakikası Fenerbahçe için tam bir kabus gibiydi. Union Berlin maça hızlı bir başlangıç yaptı; Fenerbahçe ise rakip kaleye gidebilmek için adeta çırpındı. İlk yarının büyük bölümünde, maç tamamen Fenerbahçe kalesinin önünde geçiyordu ve Livakovic, takımının kalesini korumakta büyük bir çaba sarf etti.
İlerleyen dakikalarda Fenerbahçe, biraz toparlanmaya başladı. Bu toparlanmanın sonucunda Çağlar’ın attığı gol geldi; iyi bir yan top organizasyonunda Çağlar, etkili bir vuruş yaparak takımını öne geçirdi. Bu gol, Fenerbahçe’nin moral bulması açısından önemliydi.
Maçta dikkat çeken oyuncular arasında En-Nesyri, Cengiz ve İrfan Can Kahveci yer alıyordu. Ancak, En-Nesyri için 23 milyon Euro’nun boşa harcandığını düşünüyorum; çünkü sadece kafa vuruşu özelliği dışında, ondan başka bir katkı göremedim. Cengiz ise maalesef yine beklentilerin altında kaldı ve dökülmeye devam etti. İrfan Can biraz mücadele etmeye çalıştı, ancak Syzmanski yine silik bir performans sergiledi.
Maçın son bölümünde, Union Berlin kendi kalesine bir gol atmasa, 10 kişi kalmalarına rağmen Fenerbahçe’ye büyük sıkıntılar yaratacaklardı. Fenerbahçe’nin bir diğer önemli problemi ise sol bek pozisyonuydu. Oosterwolde, bu mevkinin ideal oyuncusu değil ve bu durum takımın savunma hattında ciddi sorunlara yol açtı.
Sonuç olarak, Fenerbahçe bir nebze olsun kara bulutları dağıttı, ancak ne rotasyon ne de oynanan futbol bu galibiyetle birlikte bir umut ışığı sundu. Maçın hakemi Fransız hakem, genel olarak iyi bir yönetim sergiledi. Sakin ve objektif bir tutum sergiledi ve verdiği iki kırmızı kartta da haklıydı.
Serhat Akın Silahlı Saldırıya Uğradı