Beşiktaş ve Başakşehir Maçında Düşük Performans ve Hakem Skandalı

TURGAY DEMİR – HOLLANDALI İSMAEL

Beşiktaş, Başakşehir karşısında ilk yarıda adeta pas rekoru kırarak, maçın genelinde bolca pas yapmasına rağmen, sahada etkisiz kaldı. İki takım da 60 metreye yaydıkları oyun düzenleriyle, ağır çekim paslaşarak ve gözler önünde hücum yaparak maçı sürdürdü. Maç boyunca yürüyerek hücum eden Beşiktaş’a karşı yürüyerek savunmaya geçen Başakşehir, bu durumu avantajına çevirdi. İzlerken sıkıldığımız bir maç izledik.

Beşiktaş, Semih’in önde, Muçi’nin solda, Rafa’nın ortada ve Joe Mario’nun sağda yer aldığı bir dizilişle maça başladı. Ancak Joe Mario’nun geri vitesinin olmaması ve rakibin dengesini bozmayı düşünmemesi, onun sahadaki etkisini azalttı. Muçi, gelen her topu beş metre sürüp hemen şut atma isteğiyle oynamaya çalıştı fakat bu, oynadığı pozisyona uygun bir yaklaşım değildi.

Sonuç olarak, Semih, çevresindeki Rafa Silva’nın kalitesinden faydalanamadı. Daha sonra Rafa’nın sol tarafa, Mustafa’nın ortaya ve Rashica’nın sağ tarafa geçmesiyle Beşiktaş dizilişi 4-3-3’e döndü, bu durum beni gülümsetti. Rafa’yı çizgiye çekmek, her zaman komik bir durumdur!

Diğer tarafta, önde Serdar’a Biatek’i bırakan ve geri kalan tüm oyuncuları kalenin önüne dizen Çağdaş Atan, beraberliği kabul etmişti ve istediğini de aldı. Beşiktaş’ın orta sahasında Gedson ve El Musrati’nin sola dönmesiyle herkes hareketsiz durdu. Dolayısıyla ya birbirlerine pas veriyorlar ya da geriye doğru oynuyorlardı.

İsabetli pas rekoru da bu şekilde ortaya çıktı. Rakip beraberliğe razıydı ve onların bu kayıtsız halleri, Beşiktaş’ın neden bu denli umursamaz bir görüntü sergilediğini anlamamıza yardımcı olmadı. İmmobile yokmuş, kadro derinliği yetersizmiş gibi hikayeleri birileri anlatabilir ama bana uymaz.

Beşiktaş kadrosu her türlü oyunu oynamaya yeterli fakat maalesef hakkıyla oynatacak bir teknik direktöre sahip değil. Hikaye bu kadar basit. Giovanni Van Bronckhorst, kısacası Valerien İsmail’in Hollandalısı olarak karşımıza çıkıyor. Yani geçmiş olsun.

SİNAN VARDAR – AYNI FİLMLER DEVAM EDİYOR!

Süper Lig’in 12. hafta mücadelesinde Beşiktaş, Başakşehir’e konuk oldu. Karşılaşma öncesi Beşiktaşlı oyuncular, ısınmaya ve seremonide Atatürk özel serisi desenli formalarla sahaya çıktılar. Bu vesileyle Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 86. yılında saygı ve özlemle anıyorum.

İlk yarıda iki takımın denk bir mücadelesine tanıklık ettik. İstatistiklere baktığımızda, Başakşehir’in kanat organizasyonlarının Beşiktaş’tan daha etkili olduğunu görebiliriz. Beşiktaş ise ilk yarı boyunca Muçi ve Mario’nun etkisiz kalmasından dolayı kanatları kullanamadı. Rafa Silva, muhteşem hareketleriyle Beşiktaş’ı hücuma taşımaya çalıştı ama sonuç alamadı. Son iki maçtır Lyon karşısındaki Gedson’u arıyoruz. Beşiktaş’ın daha organize bir futbol sergilemesini bekliyoruz ama bir türlü olmuyor.

İkinci yarıda, 15 dakika boyunca topa dokunmayan Joao Mario yerine Beşiktaş’ın tek gol umudu Semih’i oyundan alıp Rashica’yı sahaya sürdü. Üç haftadır devam eden Beşiktaş’taki düşüş bu hafta da sürdü. Denk kuvvetlerin pozisyon durumunun az olduğu bu maçta puanlar paylaşıldı. Beşiktaş’ta biraz daha fazla gayret gösteren Svensson dışında vasatın üzerinde bir futbolcu göremedik.

Geri dörtlü hatasız oynarken, orta sahada ve gol yollarında Rafa Silva haricinde skoru değiştirecek bir atak göremedik. Artık Beşiktaş’ın bu puan cetvelindeki duruma göre Avrupa kupası ve Türkiye Kupası’nda yoluna devam edeceği görünüyor.

Son olarak, Joao Mario’ya 85 dakika nasıl dayandığını anlamakta zorlanıyorum. Oyunun bitmesine 5 dakika kala taze kuvvetler olarak Mustafa Hekimoğlu ve Salih’i oyuna alıyorsun. Bu değişiklikleri keşke daha önce yapsaydın, belki bir şeyler değişebilirdi. Maç bitti derken yine bir hakem skandalı yaşandı.

Son 5 dakikada, Başakşehir forması giyen hakem, tüm faulleri Başakşehir lehine çalarken, Beşiktaş’a yapılanları görmezden geldi. Beşiktaş’ın yüzde yüz penaltısını vermedi. Artık güvenim gittikçe azalıyor. Bu kadar destek veriyoruz ama yine aynı filmleri mi izliyoruz? Anlamak gerçekten zor.