Sabah Gazetesi yazarı Ahmet Çakar, Kayserispor ile Fenerbahçe arasında oynanan maçı derinlemesine ele aldı. İşte o yazı:
Fenerbahçe’nin İlk Yarısı: Fenerbahçe, maçın ilk yarım saatinde sergilediği üstün performansla dikkat çekti. Sahada adeta fırtına gibi estiler, 3 gol bularak ‘İş bitti’ dedik. Ancak, devrenin sonlarına yaklaşırken Djiku’nun kendi kalesine attığı gol, maçın gidişatını değiştirdi. İkinci yarının başında kaleci Livakovic’in hatalı çıkışı sonucunda Kayserispor, ikinci golünü buldu. Fenerbahçeliler ‘Rahat bir maç mı izleyeceğiz?’ derken, işler birden karmaşık bir hale geldi. Neyse ki, En-Nesyri imdada yetişerek takımını rahatlattı ve dördüncü golü atmayı başardı.
Gecenin Yıldızları: Dün gecenin en dikkat çeken isimleri tartışmasız Oğuz Aydın ve Mert Hakan oldu. Bu iki yerli oyuncunun performansı, belki de Jose Mourinho’nun bile ilgisini çekmiştir. Maçın sonucu, Süper Lig tarihinde kaydedilen en yüksek skorlu karşılaşmalardan biri olabilir. Kaçan fırsatları da hesaba katarsak, toplamda 10-15 gol olması mümkündü.
Hakem Performansı: Hakem, maçı oldukça kötü bir şekilde yönetti. Fenerbahçe’ye verdiği penaltı kararı komik bir durumdu; Kostic’e yapılan faul yoktu. Aksine, Kostic rakibinin önüne ayağını koyarak ‘Bana vur’ mesajı veriyordu. Oğuz Aydın’ın attığı ikinci gol öncesinde ofsaytta olan En-Nesyri’nin topa hamlesi dikkat çekti; bence bu durumda ofsayt kararı verilmeliydi. Bu sadece birkaç örnek; fauller ve kartlar da hatalıydı. Genel olarak, çok kötü bir yönetim sergilendi. Ayrıca, ilk yarıda Kayserispor’un Kostic’in eline çarpan top sonrası penaltı beklediği pozisyonda ise kasıt yoktu, el normal konumdaydı.
Ahmet Çakar, gecenin ikinci maçında Galatasaray’ın Bodrum FK karşısında gösterdiği performansı da değerlendirdi:
Galatasaray’ın Mücadelesi: Galatasaray, maç boyunca kazanmayı başardı. Öncesinde kimse, Galatasaray’ın puan kaybedeceğini düşünmüyordu. Fakat ilk yarıda oldukça garip bir futbol sergilendi; daha doğrusu, neredeyse hiçbir şey izleyemedik. Okan Buruk’un takımla ve sistemle yaptığı değişiklikler dikkat çekiciydi. Örneğin, Yunus’un nerede oynadığı ve ne yaptığı konusunda kimse net bir bilgiye sahip değildi. Görünüşe göre futbolcular bu yeni sisteme alışmakta zorlandılar. İlk yarının son dakikalarında Bodrum FK’nın 10 kişi kalması, Galatasaray’ın işini kolaylaştırdı.
İlk devrede topa hakim olan Galatasaray, pozisyon üretmekte zorlandı. İkinci yarı ise, sonradan oyuna giren Batshuayi’nin kafa vuruşuyla öne geçtiler ve ardından en az 3-4 net pozisyonu cömertçe harcadılar. Maçın kırılma anı belki de Ege’nin oyundan atılmasıydı. Bu karar kesinlikle doğruydu; daha önce sarı kartı olan Ege, ilk yarının son dakikasında Torreira’nın topuğuna bastığı için ikinci sarı karttan kırmızı kartla oyun dışı kaldı. Ancak aynı hakem, ilk devrede Barış Alper Yılmaz’ın rakibini dirseğiyle durdurmasına karşı hiçbir şey vermedi. Muhtemelen bu, maçtaki tek hatasıydı.
Kayserispor – Fenerbahçe Maç Değerlendirmesi: Mustafa Çulcu’nun Görüşleri